Şahitlik, şehitliğin ön aşaması, şehitlik, şahitliğin mükâfatıdır.
Arzusunda farkındalık ve samimiyet sahibi olanlar; samimiyette, sadakatte, liyakatte, adalette, adamlıkta, kullukta, teslimiyette şahitlik yaparlarsa -doğrusunu ve hakkı Allah bilir- şahitlikleri dua niyetine geçebilir. Allah'ta duaya icabet ederse, armağan gelebilir.
Ali İmran Suresi140 "Eğer bir yara aldıysanız, o kavme de benzeri bir yara değmiştir. İşte o günleri biz onların, insanların arasında çevirip dururuz. Bu, Allah'ın iman edenleri belirtip ayırması ve sizden şahidler/şehidler edinmesi içindir. Allah, zulmedenleri sevmez."
Mesele sadece anlık ve Filistin ya da Kudüs meselesi değildir. Mesele, Allah'ın ontolojik düşman olarak bildirdiği Şeytan ve onun izinden gidenlerin daimî düşmanlığıdır. Şu anda Müslümanlar ve mazlumlar üzerinde, somut, fiili tezahürlerin olduğu ve mücadelenin sürdüğü yerler vardır. Bununla birlikte hiç farkında olmadan ezilip, yenildiğimiz alanlar ve cepheler de vardır. Yani hayatımızda, düşman ve savaş denilen bir gerçek vardır.
Çaresizliklerini, etkisiz duygusallıklar formunda ifade edenlerin kesin iman edip, uyanık olması gereken husus; düşman olgusunun ontolojik bir gerçeklik olduğu ve zamanımızda savaşını sadece ateşli silahlarla yapmadığıdır. İnsanlığa düşman olan şeytan ve yandaşları, hayatın her anında ve alanında, farkında olmadığımız kadar çok yöntemle savaşını sürdürmektedirler. Zaten şah stratejileri ise, insanların farkındalıklarını yok etmek çabalarıdır.
Bu keyfiyetin bize kesintisiz hatırlatması gereken husus, bir taraftan, fıtrat hükümleri ile- Allah'a kulluğun bir fonksiyonu olarak- hayatı sürekli inşa ederken; diğer taraftan ontolojik düşman ve onun izinden gidenlerle, en hikmetli biçimde kıtal etmenin mecburiyeti ve bunun hayatın özeti olması bilincidir. Bu, kulluk ve hayat bilincinin en önemli cüzlerinden birisidir.
Her iman edenin inşacı ve savaşçı olması iktiza ederken; gerekli vasıflara sahip olmaksızın ne inşacı olunabilir ne de savaşçı.
Allah'ın, hayatın her alanını kapsayacak biçimde günleri evirip, çevirmesi, imanın ve şahitliğin tahakkukunu sağlamaktadır. Yani, herkesin, her an ve alanda denenip, sınanması kaçınılmazdır ve bu sınanmalardan şahitlik tahakkuk eder. Bundan da şehitlik fırsatı doğabilir.
Zira şahitlik, farkındalık sonucu oluşur. Farkında olanlar, savaşın aktif tarafı da olmuşlar demektir. Pasif duygusallıklar, eğer aktif taraftarlığa karar ve motivasyon sağlayacaksa bir anlamı olabilir. Zira ne Kudüsler ne pandemiler ne ekin ve harsı yok etme saldırıları ne fitne çıkartma çabaları ne fıtrata, hayata, ülkeye, mala, cana, emanete, dine, onura, namusa, şahsiyete açılan savaşlar sona erecektir. Bunlara direnmek, fitneyi ortadan kaldırmak, hakikati hakîm kılmak; pasif davranışların, edilgen duygusallıkların harcı değildir. Bunlara karşı muahede ve kıtal edebilmeyi mümkün kılacak, herkesin sahip olunması gereken asgari formasyonlar ise anın vaciplerindendir. Bunların yerine yapılıp ta bu formasyonlara sahip olmaya engel olan boş işlerden vazgeçmekte...
Şeytanın, farkındalığı yok etmek çabalarından birisi de savaş ve savaşçı tasavvurunda çizdikleri dar, aldatıcı tarif ve sınırlardır. Kitleler, bütüncül ve sahih bir tasavvura sahip değillerse, dar anlayışın, herkesin sahip olamayacağına inandırdığı vasıflar, onları çaresiz ve edilgen hissettirir. Bu durum, sadece duygusal sağaltımı sağlayan pasif eylemlerin ötesine imkân vermez. Oysaki Allah günleri hep evirip, çevirecek ve bu hallerle hep yüzleşeceğiz. Yani halin ve zamanın gereği olan vasıflara sahip olmak mecburi ve behemehaldir. Ya da yarın ki yeni durumlarda yine; ya farkına varamayan şaşkınlar veya aciz ve çaresiz sloganlar atanlardan olmak kaçınılmaz olacaktır.
Bu durum da somut olarak, yüzünü nereye dönmek icap etmekte, neleri bilmek ve olmak iktiza etmektedir? sorularına cevap bulmayı anın vaciplerinden kılar.
Ezcümle, Allah şehit olanlara zaten rahmet etmiş ve ödüllerini vermiştir. Rahmetini kalanlara yağdırsın; içlerinden şahitler ve şehitler çıkartsın.
0 Yorumlar
SON DAKİKA
1
NASIL BİR MEYDAN OKUMA İLE KARŞI KARŞIYAYIZ? CEVABIMIZ NE OLMALIDIR?