YÜZ OTUZ ALTI GÜZEL ADAMDAN BİRİ OLMAK

Düşünmeye sınır yok ya acaba diye düşündüm; farz-ı muhal, Hz. Resul şu zamanlarda yaşamış olsa ve aynı hükümleri bize yaşarken tebliğ etse; nasıl muameleye maruz kalırdı? Biz ne tür yaklaşımlar sergilerdik?

Bekara eş boşaması kolaydır derler. Resul dirayetinde, otoritesinde, hikmetinde, mecburiyetinde bir tercihle karşı karşıya olmadan; Resul sevgisi, bağlılığı ve ilişkisinin romantizmi ile -meydan serbest- her türlü edebiyat, güzelleme, retorik yapılabilir de farz-ı muhal şu anda kanlı canlı olsaydı ve bizlere, kulluğun ne demek olduğunu ve güncel karşılıklarının da ne olduğunu öğretseydi ve… 

Hud Suresi 26 “Allah'tan başkasına kulluk etmeyin! Ben gerçekten sizin hakkınızda can yakıcı bir günün azabından korkuyorum.” Ayetini tebliğ etseydi, tavrımız, duruşumuz ve tepkimiz ne olurdu? 

Ali İmran Suresi 83 "Allah'ın dininden başkasını mı arıyorlar? Oysa göklerde ve yerde olanların hepsi, ister istemez, O'na teslim olmuştur ve O'na döndürüleceklerdir. 

Maide Suresi 3 “... size din olarak İslam'ı (teslim olmayı) seçtim...” 

Rum Suresi 30 “Öyleyse sen yüzünü Allah'ı birleyen (bir hanif) olarak dine, Allah'ın o fıtratına çevir; ki insanları bunun üzerine yaratmıştır. Allah'ın yaratışı için hiç bir değiştirme yoktur. İşte dimdik ayakta duran din (budur). Ancak insanların çoğu bilmezler.” Ayetlerini tebliğ edip, bize anlamlarını ve aralarındaki bağlantıları öğretseydi; nasıl bir din anlayışına sahip olurduk. 

Mülk Suresi 2 “O, hanginizin ahsen-u amel işleyeceğini sınamak için ölümü ve hayatı yaratandır. O, mutlak güç sahibidir, çok bağışlayandır.” Ayetini tebliğ edip, ahsen-u amelin künhünü ve hayatın anlamı ile ilişkisini öğretseydi, nasıl bir hayat tasavvuruna sahip olurduk? 

Müminun Suresi 3 “Onlar boş şeylerden yüz çevirirler.”  Ayetini tebliğ edip; anlamlı ve boş şeylerin hakikatini öğretseydi, acaba bugün meşgul olduğumuz şeylerin kaç tanesini yapmaya devam edebilirdik? 

Hud Suresi 112 “Öyle ise emrolunduğun gibi dosdoğru ol. Beraberindeki tövbe edenler de dosdoğru olsunlar. Hak ve adalet ölçülerini aşmayın. Şüphesiz O, yaptıklarınızı hakkıyla görür.” Ayetini tebliğ edince, acaba kaçımız beraberindekilerden olmaya devam ederdik. 

Şuara Suresi 3 “Sen, inanmıyorlar diye neredeyse kendini helâk edeceksin.” Ayetinin inmeme ihtimali olabilir miydi? 

Kitabın bütün ayetleri -farz-ı muhal- Resul tarafından bize bire bir, kanlı canlı tebliğ edilip, öğretilseydi; tepkimiz, tutumumuz, tavrımız, halimiz ne olurdu? Tebliğe muhatap bizler olunca; O, zamanında yaşadığı zorlukların, sıkıntıların, hallerin, hangilerini yaşamazdı? Netice, bizim halihazırda sahip olduğumuz hale ulaşınca; neler hissedip bizim hakkımızda Allah'a nasıl dua ederdi?

İçinde bulunduğumuz hal ve duygular üzerinden; biz zaten Müslümanız inancını sütre yapmadan, bunlara cevap verebilmek sorumluluğumuz olmalıdır. 

Sorumsuzluk tavrıyla; romantik, düşüncesiz, tasavvursuz retorik yerine; farz-ı muhal, Nebi tebliğ ediyor, Resul öğretip, şahitlik ediyor keyfiyeti ile düşünmek lazımdır. Zira o Nebi'nin tebliğ ettiği Kitap yanımızda duruyor. Tümüne muhatap ve mükellefiz. Muhasebesi yapılacak olan şey; Resulün, bu Kitapla, fiilen inşa ettiği bir hayatla bize öğrettiği ve şahitlik ettiği anlamların dünyası ile; yaşadığımız hayatın mahiyetinin mukayesesi olmalıdır. Zira, Kitapla birlikte, bunları anlayabilecek basiret ve akıl ile Rabbin hidayet imkanı halen mevcuttur.

 

0 Yorumlar