Bu kavramlar, sahici ilişkiler ile sahici olmayan/oyun esaslı ilişkilerin ayırt edilmesi üzerinden konuşulabilir. Bu kere de sahici ve oyun esaslı ilişkilerin neler olduğunu tarif etmek icap edecektir.
Herhangi bir şey, orijinal varlık doğasına uygunsa sahicidir, değilse sahtedir, doğasından uzaklaştırılmış, sonradan imal edilmiştir. İlişkiler de böyledir. Eğer ilişkinin anlamı, orijinal fıtratının anlamı ile özdeşse, bu sahici bir ilişkidir. Eğer değilse; bilinsin ya da bilinmesin, orada tiyatro oynanıyor demektir.
Mesela kadınların ve erkeklerin evlilik ilişkisinin anlamı, varoluşsal olarak, birbirleriyle sükûn bulmalarıdır ve bu gerçekleşiyor ise bu sahici bir ilişkidir. Bunun dışında yüklenen bütün anlamlar bir oyunu ortaya çıkartırlar. Elbette bu ilişkinin sahici olabilmesi için, sürecinde de fıtrat prensiplerinin geçerli olması gerekmektedir.
Ancak fıtratın ilk unsuru olan, hayatın varlık nedenini gerçekleştirmek amacının bir gereği olarak kurulan ilişki, bütüncül anlamdan doğan bir nedene sahip olabilir. Mutlaka karşılıklı rızanın olması ve bunun da bir hukuka dayanıyor olması gerekmektedir. Örneğin, erkek ve kadının bireysel hukuklarının ve kök ilişkilerinin zedelenmemesi zorunludur. Evlilik hukukunun getirdiği hak ve yükümlülükler ile belirlediği sorumlulukların dışında olanlar; ancak iki insan arasındaki ilişkinin paylaşım başarısına nispetle, karşılıklı rızayla ve tamamıyla fıtrat sınırları dâhilinde gerçekleştirilebilir.
Bu çerçevenin dışındaki anlamlar, ilkeler, sınırlar, değerler, hukuk ve sistemle kurulan ilişkiler, oyun ilişkisidir. Zira senaryosunu; erkeğin veya kadının veya ailenin veya toplumun veya geleneğin ya da cari sistemin yazdığı bir oyun oynanmaktadır. Yani bu ilişkinin hükümlerini fıtrat belirlememiştir ve doğal değildir. Böyle bir ilişkide kadın ve erkek yol değil, rol arkadaşıdırlar.
Mahza sahici bir ilişki şöyle tarif bulmaktadır.
Tevbe Suresi 71 “Mümin erkekler ve mümin kadınlar birbirlerinin velileridirler. İyiliği emreder, kötülükten sakındırırlar, salâtı ikame ederler, zekâtı verirler. Allah'a ve Resulü’ne itaat ederler. İşte Allah'ın kendilerine rahmet edeceği bunlardır. Şüphesiz, Allah, üstün ve güçlüdür, hüküm ve hikmet sahibidir.”
Bu ilişki; duyarlılık, birbirlerini desteklemek, ölçüsü hakikat olan bir müdahillik, fıtri hukuk, hakikatin kök ve referansı olan ilişkilerle bağlantıları kapsamaktadır. Bunlar sahicilik kriterleridir.
Zira sahicilik, suya sabuna dokunmayan, bencil bir ilişkinin niteliği değildir. Sahicilik, sırrın emanet edilebileceği, güvenin esas olduğu bir dostluğu kapsamaktadır. Sahicilik, nefsin öncelendiği ve referans olduğu bir mahiyeti ifade etmez. Sahici ilişki sahipleri birbirlerinin rakipleri değillerdir. Sahiciliğin mayasında, bütün şubeleri ile paylaşım vardır. Sahici ilişkilerin lazım şartlarından birisi de ortak meselelere sahip olmaktır. Sahicilik, dostlarına samimi taraf olmanın ve destek vermenin yansımasıdır. Sahicilik, dostları dinlemeyi, anlamayı gerektirir.
Sahicilik, Allah ve Resulüne sadakatin bir fonksiyonu olarak, sadakat gösterenlere de sadakati mecbur kılan bir haldir. Sahicilik, hesabiliği kabul etmeyen bir hasbiliktir. Sahicilik tek yüzlülüğü, yalın olmayı ve samimiyeti de mecbur kılar.
Elbette bunun tek istisnası düşmanlık ilişkisidir. Zira düşmanlık bu kriterleri karşılamadan sahici olan tek ilişkidir.
Anlam ve hükümlerini fıtratın belirlediği bir ilişki; insanı, hayatın bu kesitinde, bir sonraki hayata götüren doğru yolun üzerinde gerçekleşen bütüncül mahiyet ve sürece sahip bir unsurdur. Bu nedenle bu ilişkiye taraf olanlar da yol arkadaşıdırlar. Yüzlerini aynı istikamete dönmüşler ve sonsuzluğa yürürken işbirliği yapmaktadırlar.
Anlam ve hükümleri fıtrat ekseninde belirlenmemiş; doğumla, ölüm arasındaki bir zaman dilimini esas alan ilişkiler; bütünün bir parçası olmayıp, nefse ilişkin talep ya da ihtiyaçların giderilmesi amacıyla oynanan bir oyun çerçevesinde olduğu için; bu ilişkide tarafların, bu oyuna ilişkin rolleri vardır ve bu rollerini oynarlar yani rol arkadaşlığı yaparlar.
Sahici ilişkilerde birincil kimlik daima "Allah'ın kulu" kimliğidir. Diğer bütün kimlikler bunun uzantısı olarak belirlenir. Elbette bütün her şey bu kimliğin tabii gereği olan anlam ve hüküm cümleleri ile belirlenir. Eğer taraflar istedikleri kimliklerle, arzu ettikleri niyet, mizansen ve senaryolar üzerinden bu ilişkileri kurup, sürdürüyorlarsa ve bu ilişkiler bir bütünün gerçekleşmesini mümkün kılacak bütüncül ilişkiler ve süreçler ağının bir parçası değilse; bağımsız, bağlantısız, müstakilen yazılıp, oynanıyorsa, bu ilişkiler oyun mahiyetine sahiptir.
Ticaret ortaklığının, inşa ve mücadele süreçlerinin, güvenlik durumlarının, Allah-insan, varlık-insan, insan-insan, sistem-insan vb. bütün ilişkilerin kıvamı, hakikatten yani orijinal varoluş özelliklerinden geliyorsa, bu ilişkiler sahicidir.
Sahici ilişkileri ancak yol üzerinde olanlar inşa edip, yürütebilirler. Zira bu yola hidayet edilmek, kabul edilmiş bir duanın neticesidir. Duayı, samimi olarak ettiren ve kabul eden; yola dâhil ettiklerinin hamlıklarını giderip, nefislerini itminana erdirince; onlar ben düzeyinden, kulluk mertebesine çıkınca; hem sahici insan olurlar, hem sahici olan hususlarla iştigal ederler. Zira ben mertebesi oyun ve oynaş alanıdır.
Kısaca, ancak yolda olanlar yol arkadaşıdırlar. Oyun oynamaktan vazgeçemeyenlerse, oyundaki rolleriyle mütenasip, rol arkadaşıdırlar. Aslında birbirlerine de rol yapmaktadırlar.
0 Yorumlar
SON DAKİKA
1
NASIL BİR MEYDAN OKUMA İLE KARŞI KARŞIYAYIZ? CEVABIMIZ NE OLMALIDIR?