- Manşet

YAZIP, KONUŞANLAR VE YÖNETENLER... YA DA!

Yazıp konuşanlar ve hatta karar verip, yapıp yönetenler; ya aşağıdaki hususları dikkate alın, hedefleyin, gözetin; ya da!

Doğasına uygun yaşayan insan. 

İnsanın varoluştan gelen önem ve saygınlığı. 

Hakikat perspektifinden belirlenmiş durumlar ve hedefler. 

Hakikate dayalı okunan olgular; geliştirilen oluş ve ilişkiler. 

Hayatın; doğasına aykırı müdahaleler, yıkıcılık, kargaşa ve bölücülükle kirletilmemesi veya imha edilmemesi.

Kaos ve düzen ilişkileri ve doğasına uygun kurulmuş düzenler.

Varoluştan gelen anlam ve sınırlarda, hukuk ve özgürlük içerisinde yaşayabilmek.

Zihinde, ruhta, çevrede, ilişkilerde barışa ulaşılması, çatışma, çelişki, anlamsızlık yaşanmaması.

İnsanların; anlamlarını bulup, bu çerçevede amaç ve hedefler oluşturabilmesi.

Anlamların varoluş hakikatlerinden doğmuş olması.

İnsanların, inandıkları amaçları için, doğru işleri, doğru biçimde yapabilmeye imkan bulabilmeleri.

Buradan elde ettikleri tecrübe ve bilgilerini paylaşabilmeleri.

Hayatlarına dahil ve müdahil olabilmeleri.

Parçalanmamışlık ve bütüncüllüğün cari kılınması.

İnsanın; israf ve imha etmiyor, üretiyor ve inşa ediyor olması. 

Güven, saygı ve umudun yaşıyor olması.

Haksızlığın, aşağılanmanın, yargılamanın, suçlamanın, ayıplamanın, eleştirinin hakim olmadığı ilişkiler. 

Ancak tahammül edilerek değil, paylaşılarak ilişkiler yürütmek erdemine sahip olan insanlar. 

İnsanların, varoluştan sahip olduğu imkan ve potansiyellerinin farkında olması ve bunları yerli yerinde kullanabilmesi.

Bencilliğin değil, paylaşımın esas olduğu ilişkiler ve bir hayat. 

Yaratılıştan gelen hukuk hükümleri ile güncel dengeleri bir arada gözeten ve hakkı tahakkuk ettiren bir adalet anlayışı...

Ve bu mahiyet çerçevesindeki diğer başlıklar...

Eğer yazanların, konuşanların, karar verenlerin, yapanların, yönetenlerin; anlayışlarını, perspektiflerini, önceliklerini, temel verilerini, politikalarını, hedeflerini, değerlerini, kriterlerini, çerçevelerini bunlar oluşturmuyorsa;

Eğer bunların anlamı hususunda bile sahici bir farkındalığa, inanca, bilince ve niyete sahip değillerse;

Eğer bunları ortadan kaldıracak başlık ve içerikler, gerçek karar niteliklerini oluşturuyorsa;

O zaman; yazmasınlar, konuşmasınlar, karar vermesinler, yapmasınlar, yönetmesinler.

Zira; Rabbin, insanların ve dolayısıyla tüm âlemlerin hukuku çiğnenir ve yapanlar nefislerine zulmetmiş, kendilerine zarar vermiş olurlar.

Zira; Allah, bütün haksız ve fıtratına aykırı yazılanların, konuşulanların, kararların, yapılanların, yönetilenlerin hükmünü hak ile verecek ve tüm ilgililerin hak ettiklerinin karşılıklarını da eksiksiz verecektir. 

Zira; Allah, bütün haksız ve fıtratına aykırı karar ve amellerin cezasını (karşılığını), sadakat gösterenlerin eliyle de verecektir. 

İnsanların bazıları bunu anlamasa ve inanmasa da, Allah vaadinden dönmez.

Hemen ötekine bakmayın, dudak bükmeyin, kulak arkası etmeyin.

Değer mi, aldananlardan ve aldatanlardan olmaya?

0 Yorumlar