SİZİN GİBİ OLANLAR

Bir bilim kurgu filminde Dünya'yı istila eden,  uzaydan gelen yaratıkların, insanların bedenlerine girebilmek ve insan görünümünde, insanlarla savaşabilmek imkânları vardı. Ayırt edebilmenin temel şartı, insan bedenini yönetip kullanan insan ruhunun, doğasına uygun karar, davranış ve tepkileri ile insan olmayanların, insan bedenini kullanırken, kendi doğalarına uygun karar ve davranışları arasındaki farklılıkları fark edebilmekti.

Analojik bir hissiyatla gündelik hayatımızda, insanlar arasında buna benzer tespitlere ulaşmıyor muyuz?

Ben bir Müslüman'ım. Benim inandığım dinin Kitabına göre Müslüman olmak, insanların,  üzerine yaratıldığı fıtratın temel hükümlerine (veri setlerine) göre kararlar alıp, davranışlar sergilemesidir. Kitap bu temel hükümleri kapsamaktadır. Yani, kök anlamları, değerleri, ilkeleri, sınırları, ölçüleri, ilişkileri, hukuku, sistemleri, kaynakları, usulleri vesaire gibi kök veri setlerini kapsamaktadır.

Bu durumun, somut ve fiili tezahürü; insanların varoluşsal mecburiyetlerinden birisi olan, hayatın bütün anlarında karar alıp, davranış sergilemeleri çerçevesinde, karar ve davranışlarının mahiyetini belirleyen kök hükümleri, Kitap'tan almalarıdır. Yani, bir karar alıp, davranış sergilemenin zorunlu ilk unsuru olan kök anlamı, Kitap'tan almak mecburiyetindedirler. Bu, kendisine Müslüman diyenlerin, zanlarıyla anlam imal etmek niyet ve çabalarının olmaması manası taşımaktadır. Zira, her şeyi yoktan yaratabilen yegâne var olan Allah, önce her şeyin kök anlamlarını ve daha sonra bu anlama uygun yaratılışı gerçekleştirmiştir. Yani, başka yaratan olmadığı için, başka kök anlam üretebilecekte yoktur. Bu durumda insanın yetki alanı; bu anlamlar çerçevesinde, amaçlar ve hedefler belirlemek ve bunların gerçekleşmesi için çaba sarf etmektedir.

Buna benzer olarak, kök değerler ve bunların gerçekleşmesini mümkün kılacak olan diğer kök hükümler de bütüncül ve saf biçimde Kitap'tan alınmak zorundadır. Elbette bunun öncülü; kök hükümlerin anlamı ve değeri nedir? Hangi fonksiyonları, nasıl gerçekleştirirler? sorularının cevaplarını bilmektir.

Bu durum sadece kendilerine Müslüman diyenlerin mecburiyeti değil; insan doğasına/fıtratına sahip olanların, varlığın ve hayatın hakikatine uygun yaşayabilmelerinin mecburiyetidir. Düşünüp hakikati arayanların, anlamakta ve bulmakta çokta zorlanacakları bir konu değildir.

İnsanların, varlığın, insanların ve hayatın varoluşsal hakikatini anlamalarını zorlaştıran husus; Kitap'taki kök hükümler çerçevesinde ve uygun usullerle, düşünüp-anlamak, anlayıp-idrak etmek çabası yerine, çoğunlukla, insanların ortaya koydukları davranışları gözlemleyerek, yüzeysel yorumlamayla karar ve tercih üretmek çabalarıdır.

Bilim kurgu filmiyle analoji burada gündeme girmektedir. Benzer bedenler içerisinde yaşayan "insanların" ruhları, hangi kök hükümler çerçevesinde kararlar alıp davranışlar sergilemektedirler? Zira bu karar ve davranışların mahiyetlerinin oluşturduğu sonuçlar, bütün insanların hayatlarını etkileyen, hatta belirleyen yaşam biçimlerinin mahiyetini de belirlemektedir. Yani, kendi doğasına/fıtratına uygun yaşamak hakkına ve hatta mecburiyetine sahip olan insanlar; insan bedeninde, insanların fıtratlarına uygun olmayan kök hükümlerle kararlar alarak sergiledikleri davranışlarla hayatlar yapılandıran "insanların" hukuksuz imhasına maruz kalabilmektedirler.

Bu nedenle,  insanların görünümleri, iddiaları, tarifleri, tabela ve etiketleri; her durumda, iddia ettiklerini, temsil ettikleri anlamına gelmemektedir. Görünenin gerçeğinin ne olduğunu anlamak için; kararlar, davranışlar ve bunların sonuçlarının, bütüncül olarak, insan doğasına/fıtratına uygun olduğundan emin olmak lazımdır. İşte o zaman; özgürlüğü, işgali, özneliği, insan olmayı ve Müslüman olmayı anlamak mümkün olacaktır. 

0 Yorumlar