İDEOLOJİK ROMANTİZMİN SONBAHARI

Size bir iyi bir kötü haberim var. Fakat bunları yazının sonunda söyleyeceğim. Muhataplarını da açıkça yazmayacağım, onlar zaten anlayacaklar. Gizemcilik yapmak için böyle davranmıyorum. Hikmetsiz ve gereksiz bir kavgaya neden olabileceğini tahmin ettiğim için böyle bir tercih kullanıyorum. Kavgayı sevmediğim, çekindiğim için de bu tercihi kullanmıyorum. Ancak kavganın, tövbeyi mümkün kılabilecek bir tefekkür ve yüzleşme imkânından kaçış için kullanılabileceği kaygısı ile bu yöntemin daha uygun olacağını düşünüyorum. 

Dünyanın geldiği bu demde; mevcut halin düğümünün çözülmesi veya rekabet, sadece paradigma ya da başka bir perspektiften, din mertebesinde müdahaleler ile mümkün görülmektedir. Bunun için muhtemel seçenekler; bir yönden, artık iş görmeyen eski paradigmaların yerine yeni paradigmalar imal edilme yoluyla sürece müdahale edilip, rekabete girilmesi; diğer yönden ise, fıtrat verileri esas alınarak, güncel koşullar çerçevesinde yeni bir doktrin inşa edilmesi ve bu çerçevede, sürece dâhil ve müdahil olunmasıdır. 

Her iki durumda da geçmekte olan devirde, din tabelalı imal edilmiş ideolojilerin ürünü unsurların elverişlilik kriterleri ortadan kalkmakta, bir periyot içerisinde tedavülden kalkması da muhtemel görülmektedir. 

Fıtrat hükümleri çerçevesinde inşa edilecek bir doktrinle güncel durumun, sahih ve özgün okunması, anlaşılması ve yeniden inşa edilmesi sürecinin, dinamik olarak sürdürülmesi, tek sahih ve müessir yol olarak görülmektedir. 

Dinden mülhem; indirgenerek, parçalanarak, sentezlenerek imal edilen ideolojiler, aslında imal edilmiş yeni dinler mesabesindedirler. Genellikle imal edilme niyet ve nedenine bağlı olarak yaptığı tarifler çerçevesinde, müntesiplerini pasifleştirip etkisizleştirir, kontrol edip yönetirler. İdeolojiler müntesiplerine, motivasyon ve rızayı, bir romantizm üzerinden sağlarlar. Aslında, gerçek bir etki ve aksiyon sahibi olmayan kitleler; romantik tarifler, söylemler, faaliyetler, sloganlar ve taraftarlıklar ile buna uygun organizasyonlar ve aidiyetler oluştururlar. Gerçek bir aksiyona sahip olmayan, ideolojik romantizmin; gerçek tespitleri, stratejileri, hedefleri, planları, etki-sonuç ve hasar analizleri yoktur. İdeolojik romantizm sahici fayda üretmez, etkili ve gerçek sonuçlara sahip değildir. Ancak kalabalıkların, kaynakların, potansiyellerin kullanılıp, yönetilmesinde, edilgenleştirilip tüketilmesinde güçlü rol oynayabilen bir elverişlilikleri vardır. Bu da ideolojik romantizmin; akletmeyi, inisiyatif almayı, üretmeyi, yüzleşip-muhasebe etmeyi, özgür davranış ve güçlü iradeyi engelleyen etkisinden dolayıdır. 

Cari zamanın ruhu ve icabatı, ideolojik romantizmin elverişlilik potansiyelini ortadan kaldırmaktadır. Yani artık buna dayalı olarak geliştirilmiş, istihdam edilmiş, devşirilmiş, yönlendirilmiş, kullanılmış, desteklenmiş unsurlar, sanki iş görmez hale geliyor gibiler. Bu nedenle; bunlarla ilişkiler, irtibatlar, iltisaklar, iş birlikleri ve bunlara verilen destekler, kademeli olarak azaltılıp, sonra da tamamen kesilebilir. Yani ideolojik romantizm sonbahara girmiş gibi gözüküyor. 

İdeolojik romantizm insanlarda, esrar tekkesinde duman altı olmuşlara benzer bir tesir oluşturur. Bu tesirin verdiği tatmin yalandır. Bilgi zandır. Tasavvur hayaldir. Güvenlik ve güç duygusu sahtedir. 

Kötü haber şudur. 

İdeolojik romantizm üzerinden sahip oldukları güncel elverişliliklerini kaybetmeye başlayanlar; bununla elde ettikleri konumları, imkânları, güçleri, ilişkileri, avantajları, ayrıcalıkları, emniyeti, cesareti, vb.lerini de kaybetmeye başlayacaklar gibi gözüküyor. 

İyi haber şudur. 

"Nush ile uslanmayanı etmeli tekdir, tekdirden anlamayanın hakkı kötektir; kötek fayda etmezse, akıbet helaktir" sözü mucibince henüz "nush" mertebesinde olan süreç, hızla sonraki aşamalara ilerlemektedir. Bilenler için, helak gelmeden; akletmek, fıkh etmek, idrak etmek, tövbe etmek için bu aşamalar; bedelleri farklı olsa bile, birer fırsat ve imkân olarak değerlendirilebilir. Yakin hasıl olmadan yakine ulaşmak için bu bedelleri ödemeyi göze almak lazımdır, zira bunlar rahmet hükmündedir. Yakin hasıl olunca yapılacak bir şey, söylenecek bir söz, dönülecek bir yol kalmamış olur. Adanmışlığın ve aldatmışlığın bütün yük ve hüsranı çöker, omuzlara. İsteyen, tarihi bu perspektiften bir daha okusun. 

Yakin hasıl olmadan yakine vasıl olup; "yalnız Sana kulluk eder yalnız Senden yardım dileriz" taahhüdünün; "bizi doğru yola hidayet et" talebinin; ne kadar mühim ve kıymetli olduğunu idrak edip; gerçek bir samimiyetle tövbe ederek; bir kez daha ifade ve ikrar etmek mecburiyetinde olunduğunu idrak etmek gerekmektedir. 

Ahkaf Suresi 24 “Nihâyet azabın (ufukta) geniş bir bulut halinde vadilerine doğru geldiğini görünce: 'Bu, bize yağmur yağdıracak bir buluttur' dediler. Hayır, o sizin acele gelmesini istediğiniz şey, içinde acı azâb bulunan bir rüzgârdır.”

 

0 Yorumlar