Yeryüzünde bilinen en pahalı şey anti maddeymiş ve gramı altmış iki buçuk trilyon dolarmış. Peki, onun bu değerini oluşturan neden neymiş? Antimadde parçacıkları, madde parçacıkları ile etkileşime girdiğinde, birbirlerini yok ederler ve enerji üretirlermiş. Bu, özelliğe sahip antimadde ile çalışan bir uzay aracı yapılabilirse, evrende çok uzun seyahatler de yapılabileceği ihtimali üzerinde düşünülmesiymiş.
Herhangi bir şeyin değeri onun; yapabilme, alabilme, etkileyebilme, ulaşabilme, koruyabilme, kazandırabilme gücü ve potansiyeli ile doğru orantılıdır.
Bu tarif çerçevesinde uzatmadan soralım; "sizin hayatınızın saniyesi kaç lira eder?"
Birçoğumuza bu soru anlamsız ve saçma gelmiş olabilir. Bunun ilk nedeninin, hayatın bir değerinin olabileceği üzerinde düşünülmüş olmaması yani bu konuda bir fikrin olmamasıdır. Zira hayatı bir bedel karşılığında elde etmemişizdir. Beleş gelen her şeye yüklenin kadar bir ederi olabilir. Ayrıca hayatın bize sağlayabilecekleri hususunda, hakikatine uygun bir algımızın, bilgimizin olmaması da bir başka faktör olabilir. Zira insanların çoğunluğu, içerisine doğdukları hayatın cari koşulları çerçevesinde gelişine yaşamaktadırlar ki, bu da hayatın değeri konusunda deruni bir fikre sahip olmayı mümkün kılmamaktadır.
Bunun nedeni insanların hayat tasavvurları ile ilgilidir. Bir bölümü inanç ve pratik düzeyinde, bir kısmı da, görünür inançlarıyla çelişkili biçimde, pratik düzeyde, hayatın, doğumla, ölüm arasında bir zaman diliminde yaşandığını kabul etmektedirler. Bu kabul; görülebilir, gözlenebilir, amprik olanı var, gaybi olanı yok sayan; indirgenmiş, nakısalı bir felsefenin, epistemolojisi ile inşa edilmiş bir hayata doğmuş olmakla ve yaşamakla ilgilidir. Bu hayat biçimi, bütüncül akletmeyi, idraki ve yaşamı kapsamadığı için, yaşayanların da, bütüncül bir tasavvura sahip olmak imkânları bulunmamaktadır. Cahilin, bilmediği ile ilgili bir fikrinin olmaması da olağandır.
Yaratıcı bu nedenle, insanların kapasiteleri çerçevesinde üretebilecekleri bilgi ve ulaşabilecekleri kaynaklar kadar bilgi ile hakikati anlayıp, bu çerçevede bir hayat yaşayamayacaklarını bildiğinden; hakikatin bütüncül epistemolojisi için, gaybi ve fıtri bilgiyi kapsayan kitaplar ve bunları insanlara ulaştırıp, bulundukları koşullarda; hayatın inşası, yaşanması, yönetilmesi ve korunması konusunda; liderliklerini, şahitlikleri ve Allah tarafından belirlenen misyonlarını gerçekleştiren elçiler göndermiştir.
Bu perspektifi esas alarak, gelelim hayatın saniyesinin kaç lira edebileceği sorusuna.
Hakikatin bütüncül bilgisi çerçevesinde görmekteyiz ki, insanların hayatı, doğumla başlayıp, ölümle biten bir olgu değildir. İnsan, boyutlar arasında, farklı anlam, misyon ve mahiyetlere sahip hayat biçimleri arasında süregelen ve süregidecek olan bir sürece sahiptir. Yeryüzü hayatına kadar üç farklı boyutta yaşamıştır. Bundan sonra da, üç farklı boyutun farklı hâl ve safhalarında yaşamaya devam edecektir. Hayatın değeri üzerinde, hakikate ilişkin bir fikri olmayanların yanılgısı, yeryüzündeki beden içerisinde başlayan hayatın, bu bedenden çıktıktan ve bedenin, toprakla bir olması süreciyle, artık ebeden sonlanacağı yanılgısıdır. Oysaki insan, bir bilinç/ruh olarak bu bedende olmadan da insandı. Bundan sonra da; bir bölümü, öldükten sonra tekrar bir müddet aynı bedende, daha sonra farklı biçim ve formlarda yaşamaya devam edecektir.
Bu halde, hayatın ederini, insan hayatının en kısa fakat insanlar için en kritik öneme sahip bölümünün; anlam, fonksiyon ve değeri üzerinden izah etmeye çalışalım.
Hayatın, yeryüzü boyutu; temel varoluş anlamı ve değeri, bunların gerçekleşmesini mümkün kılacak donanım ve kaynaklar, bir varoluşsal sistem ve bu sistemin nasıl algılanması ve sistemle ilişkinin nasıl kurulup, uygun ve özgün bir hayat yaşanması gerektiğini bildiren bilgiler çerçevesinde insana sunulmuştur. İnsanların sahip oldukları donanım ve imkânları, yerli yerinde kullanıp, bilinç ve sorumlulukla bu boyuttaki hayatı yaşamak çabaları neticesinde; hayatın, bundan sonraki kısmında, bir üst boyutta elde edecekleri ödüller veya bir alt boyutta ödeyecekleri bedeller; bu boyutlara ulaşmadan, önceki süreçlerde, elde edecekleri kazanımlar veya ödeyecekleri bedeller vardır. Bunları belirleyen ise insanların hayata yükledikleri anlam ve değer ile bunların oluşturduğu mahiyetlerdir. İşte bu faktörler hayatın ederini de belirlemektedir. Yaşanan hayatın mahiyetine bağlı ödül ve bedellerin neler olduğu ile ilgili fikir vermesi açısından bir miktar ayet paylaşmak istiyorum.
Ölüm anında;
Enfal Suresi 50 "Görseydin o inkâr edenleri. Melekler onların canlarını alırken yüzlerine ve arkalarına vuruyorlar ve “Haydi yakıcı azabı tadın!” diyorlardı."
Nahl Suresi 32 "Melekler, iyi insanlar olarak canlarını aldığı kimselere de: 'Selâm size, yaptıklarınıza karşılık cennete girin!' derler."
Berzah sürecinde (ki muhtemelen insanların öldükten sonra yaşamaya devam ettikleri bir "paralel evren".);
Mu'minun Suresi 99-100 "Nihayet onlardan birine ölüm gelip çattığında, “Ey Rabbim! Beni geri gönder” der.
Ki terk ettiğim dünyada yararlı bir iş yapayım. Hayır, bu onun söylediği bir sözdür. Önlerinde tâ diriltilecekleri güne kadar bir berzah vardır."
Ali İmran Suresi169 "Allâh yolunda öldürülenleri ölüler sanma; hayır, (onlar) diridirler, Rableri katında rızıklanmaktadırlar."
Mu’min Suresi 46 "Ateş; sabah akşam, ona sunulurlar. Kıyamet saatinin kopacağı gün: ″Firavun çevresini, azabın en şiddetli olanına sokun″ (denecek)."
Kıyamet günü ;
Hakka Suresi 14 "Yeryüzü ve dağlar yerlerinden oynatılıp kaldırılacağı, ardından tek bir çarpma ile birbirlerine çarpılıp parça parça olacağı zaman;"
Hac Suresi 1 "Ey insanlar! Rabbinize karşı gelmekten sakının. Kıyamet sarsıntısı gerçekten büyük bir olaydır.
Bakara Suresi 174 "Allah’ın indirdiği kitabın bir bölümünü gizleyenler ve onu az bir şey karşılığında satanlar yok mu, onlar karınlarına ateşten başka bir şey doldurmuyorlar. Allah kıyamet gününde onlarla konuşmayacak, onları arındırmayacak! Onlar için elem verici bir azap vardır.
Zariyat Suresi 12-13 "Cezâ/din/karşılık günü ne zaman? diye sorarlar.
O gün onlar ateşe sokulacaklardır."
Duhan Suresi 41-42 "O gün hiçbir dostun dostuna bir faydası dokunmaz, onlar başka yerden de yardım görmezler, ancak Allah’ın rahmetine mazhar olanlar müstesna. Allah izzet ve rahmet sahibidir."
Son hayat...
Cennet ;
Bakara Suresi 25 "İman eden ve iyi işler yapanlara, kendileri için zemininden ırmaklar akan cennetler bulunduğu müjdesini ver. Onlara cennetteki meyvelerden biri rızık olarak her sunulduğunda, “Bu daha önce de bize rızık olarak verilendir” derler. O kendilerine, benzer şekilde verilmiştir. Ayrıca orada kendileri için tertemiz eşler de vardır ve orada onlar sonsuza kadar kalıcıdırlar.
Veya...
Cehennem ;
Nisa Suresi 56 "Şüphe yok ki, âyetlerimizi inkâr edenleri gün gelecek bir ateşe sokacağız; onların derileri pişip acı duymaz hale geldikçe, derilerini başka deriler ile değiştiririz ki acıyı duysunlar. Allah daima üstündür ve hikmet sahibidir."
Ayetlerin ifade ettiği ödül ve bedelleri; insanların neredeyse sonsuz olan hayatlarının, neredeyse yok denecek kadar kısa bir süresindeki tercihleri belirlemektedir. Bunun için de en önemli unsurlardan birisi, kendilerine verilen belirli sayıda saniyedir. Şimdi birlikte düşünelim, bu saniyelerin her birisinin ederi nedir?
0 Yorumlar
SON DAKİKA
1
NASIL BİR MEYDAN OKUMA İLE KARŞI KARŞIYAYIZ? CEVABIMIZ NE OLMALIDIR?