HAM NEFSİN REFİKLİĞİNDE BİR YÜRÜYÜŞ

Refik yol arkadaşı demektir. Nefs ise insan ruhunda "isteyen unsurdur." Nefs istemese, talep etmese, insan yeryüzü hayatında hiçbir şey yapamaz. Yani nefs olmasa, hayatta olmaz. Fakat nefs, doğası icabı sınırsız istemek potansiyeline sahiptir. Oysaki insanların yeryüzündeki ihtiyaçlarının nitelik ve nicelik sınırları yeryüzü hayatının varlık nedenini, kök amaçlarını gerçekleştirmesini mümkün kılabilecek kadardır.

İşler bu noktada bir miktar çetrefelleşmektedir. İhtiyaçlarından fazlasını talep etmek potansiyeline sahip olan nefs, bunu elde edebilmek için kullanabileceği güçlü araçlara ve etkili işbirlikçilerine sahiptir. Tüketim odaklı tabiatı aynı zamanda mutlak sahipliğe dayalı mülkiyeti; zanni gücü ve güce yakın durmayı, övülmeyi, beğenilmeyi, önemli olmayı, şöhreti ve bencil olmayı, konforu pek sever. Fakat bunun yanısıra; adil davranmayı, fedakarlığı, paylaşmayı, üretmeyi, emek sarf etmeyi de sevmez. Eğer hâkim algı, kültür, inanış, nefsin tabiatına uygun olanların hayatın normalleri olduğunu söylüyorsa ve bu kültür sistemleşip hayat biçimi haline gelmiş ve yaşanıyorsa; yönetim, eğitim, sosyal hayat, tüm üretim endüstrileri ve tüketim arzları bu kültür ve öğretileri üzerine kurulmuşsa, işlerin çetrefilleştiği nokta burada ortaya çıkmaktadır.

Bu vasatta yaşayan insanların pek çoğu, böyle bir dünyaya doğdukları ve bu dünyanın hakim kültürü de; yaşadıkları hayatın, insan doğasının kök unsurlarını referans alarak; düşünülmesi, gözden geçirilmesi, doğrulanması ve insanların doğasına aykırı olanların yeniden inşa edilmesi gibi bir mecburiyeti de insanlara öğretip, tavsiye etmediği için, nefsin refikliğinde yaşamayı, hayatın tek normali olarak görüp, yaşamaya devam etmektedirler.

Bu neden çetrefil bir durum olsun diye düşünenlere sözüm şudur.

Nefs doğası icabı; sınırları aşabilen, tüketici, konformist, bencil, tembel, adil olmayan bir potansiyele sahip olduğu için, refiklik yani yol arkadaşlığı yaptığı insanlara sağladığı perspektifin, bakış açısının, yaklaşım biçimi ve tercihlerin kök parametreleri, kendi doğasında olanlardan başkası olmayacaktır. Nefsin refikliğinde yaşayan insanların karar ve davranışlarını da bu kök parametreler belirleyecektir. Bu insanların kurduğu, yönettiği ilişkiler, kurumlar, sistemler ve hayatların mahiyetini de bu kök parametreler belirleyecektir. Yani bencillik, tüketim, adaletsizlik, konformistlik, sınır tanımazlık vb...

Böyle bir dünyada yaşamanın hem nefs refikliğinde yürüyene, hem de onun karar ve davranışlarından etkilenenlere bedelleri vardır. Bizatihi bu tercihi yapmış insanlara bedeli; insanların bütün tatminlerini belirleyen esas unsurun, insanların orijinal doğalarına uygun bilgi, olgu, kural ve koşulların oluşturduğu çevre ve ortamlarda yaşamaları gerçeği belirlemektedir. Ham nefsin refikliğinde yaşamak, insanların doğasına aykırı hal ve koşullarda yaşamak ve asla huzur, dinginlik ve tatmin bulamamak anlamına gelmektedir. Bu şartlarda, hayatın tatminini oluşturan bütün hal, olgu ve kavramlara, orijinal anlamlarından farklı sahte anlam ve değerler imal edip, bunlara ulaşmaya çalışılan sahte bir hayatın içerisinde yaşamak mecburiyeti doğmaktadır. Bu insanların etkilediği ve belirlediği hayatlarda yaşamanın bedelleri üzerinde fazla konuşmaya gerek yoktur. Zira biz bunları bizatihi yaşıyor, biliyor ve bedellerimizi ödüyoruz.

Ezcümle, ham nefs kötü bir refiktir. İnsanların kendi doğalarına uygun bir hayat yaşayıp, gerçek tahminlerine ulaşabilmelerinin ön koşulu;  nefsi ancak, insanların varoluş nedenlerini gerçekleştirebilecekleri fıtrat sınırlarında talep geliştirecekleri bir olgunluğa ulaştırmak için mücahede etmeleridir.

0 Yorumlar