CİDDİYE ALMAK

Fantezi laflardan birisi sanmayın başlığı, bence hayatın en ciddi ve sahici cümlelerinden birisidir. Hayatı, kendini, insanları, sorumlulukları, tehlike ve riskleri, sorunları ve ihtiyaçları, Allah'ı ve sana verdiklerini, işleri, ilişkileri ciddiye almak, sahici anlamlara sahip, sahici hayatlar yaşamayı mümkün kılar. Ciddiye almadıklarımız tarafından ciddiye alınmayacağımızdan da emin olabiliriz; sonuçlarına ve bedellerine ulaşacağımız garantisi ile.

Aklınıza belki de neden benzer hususlar çerçevesinde yazdığımla ilgili bir soru gelmiş olabilir. Emin olun tamamıyla "ciddiye almak" mevzusu ile alakalı olarak yazıyorum. Zira değer ölçülerimizi belirleyen kültür; neyin daha önemli olduğu, nelerin en fazla ciddiye alınması gerektiği hususunda, insanlarla desteklemekten ziyade, yanıltmaya yönelik bir ilişki içerisinde olmak tercihini kullanmaktadır. Hemen, acele ederek bu konunun görece olduğunu, herkesin böyle düşünmek mecburiyetinde olmadığını savunarak, itiraz etmeyin. Mesela yanıltılmak ihtimalini ciddiye alarak; hayatınızda en değerli görüp, önemsediğinizi düşündüğünüz şeyleri bir gözden geçirerek, sonrada bunların gerçekleştirdiği sonuçlar üzerinde bir muhasebe yapmanızı tavsiye ederim.

Bunu yapabilmeyi başarmak bile; hayatınızı, hangi nedenlerle, ne kadar ve ne biçimde ciddiye alabildiğinizle ilgilidir. Yani, ciddiye aldığınızı zannettiğiniz şeylerin, ciddiye alınması ne anlama gelmektedir? Hangi yöntem ve ilkelerle gerçekleştirilir? hususlarının doğasına uygun olarak bilinmesi icap etmektedir.

Mesela, lafzen ya da soyut biçimde Allah'ı ciddiye aldığını düşünen ve bu mevzuya dair laf bile söyletmeyen birilerinin, bu konuyu ciddiye almamak ihtimalleri var mıdır?

Bu mevzuda, hayatlarındaki bütün ilişkilerin öncülü, ana gözesi, membaı; fıtratlarının ilk ve başlangıç unsuru, Allah'la ilişkileri midir? Bu ilişki; Allah'ın, Kitapta bildirdiği gibi anlaşılmış, idrak edilmiş, inşa edilmiş, gerçekleşiyor ve muhafaza ediliyor mu? Yoksa bu hususta hiç düşünmedik, gözden geçirmedik, muhasebe yapmadık mı?

Hakeza, hayattaki bütün sorumluluklarımız, doğuş noktasında, Allah'a olan sorumluluklarımızın fonksiyonları olarak mı gerçekleşti? Böyle olmasının mecburiyetine ve gerçekleşme ölçüleri, ilkeleri ve usullerine ilişkin; kendimiz için müstakil bir çalışma, öğrenme,  idrak ve muhasebe çabası gerçekleştirdik mi?

Bu örneklerin ve soruların tek amacı, "ciddiye almanın" sahici doğası ile ilgili bir fikre ulaşmak içindir.

Mesela, benzer bir gözden geçirmeyi; hayatı ciddiye alıyor muyum? Meselesi ile alakalı da yapmak gerekebilir. Bunun için elbette öncelikle, hayat tasavvurum üzerinden; hayatımın ve kendimin varlık nedeninin ne olduğuna ilişkin, net bir bilinç sahibi olmam icap ediyor. Bundan sonra; varlık nedeninin, hayatın bütün olgu, oluş ve ilişkilerini nasıl belirlediği, yapılandırdığı ve etkilediği üzerinde de bilgi sahibi olmak gerekiyor. Sonra da yaşadığım cari hayatın, inandığım varlık nedenini gerçekleştirecek biçimde inşa edilip sürdürüldüğünden, emin olmak lazım gelmektedir.

Mesela, "ciddiye almak" konusunu bir de içerisinde bulunduğumuz halin; sorun, risk ve icapları üzerinden irdelemekte de yarar olabilir. Bunun için de hali, mukayese edip okuyabileceğimiz; referans anlamlar, değerler ve ilkelerin farkında olmak mecburiyeti söz konusudur. Eğer bunlarla, mevcut hayatı oluşturan ilke, değer ve anlamlar arasında çelişki varsa, başımız dertte demektir. Elbette, orijinal referans anlamlar, değerler ve ilkeler çerçevesinde fark edip, ciddiye almadığım bütün; sorun, risk ve ihtiyaçlar konusunda da aynı şiddette bir derde duçar olmak kaçınılmaz olacaktır.

Kısaca, ciddiye almak; bilmek, değer vermek ve sorumluluk almakla; güzel neticeler elde etmek ve kötü sonuçlara ulaşmamak için gerekmektedir ve önemlidir. Bunu da ancak; reşid, sorumlu ve özne olan insanlar önemserler. Yoksa zaten bunları düşünmeden ve yapmadan; ezberler üzerinden, gelişine hayatlar yaşamak için ekstra bir çaba göstermek gerekmemektedir. Geriye çoğunlukla, başımıza gelenlerin sebebini bilememek ve bunlara birer mana icat etmek, kalmaktadır. 

0 Yorumlar