BOZUK TESİSATTAN GAZ SIZDIRILAN FABRİKANIN İŞÇİLERİ

Sorun işçilerin performanslarındaki düşüş ve kalitenin bozulmaya başlaması ile fark edildi. 

İş müfettişleri, danışmanlar, psikologlar günlerce çalışmalar yaptılar ve sorunun asıl kaynağının kendi alanları ile ilgili olmadığını tespit ettiler. Fakat bu süreçte başka bir şeyin de farkına vardılar. Bu işçiler bir şeylerden etkileniyorlardı. Bu nedenle beden ve zihin sağlıkları bozuluyordu. Bu da performans ve kaliteyi etkiliyordu. 

Teknik ekip fabrikada bir çalışma yaptı ve meseleyi anladı. Eski tesisat, soğutmada kullanılan gazı sızdırıyor ve bu gaz da işçilerin beden ve zihin sağlıklarını bozuyordu. Fiziksel zayıflık, isteksizlik yanında, düşünmek ve inisiyatif almak melekelerini de dumura uğratıyordu. 

Çalışma, insan kaynakları ve yönetim uzmanları detaylı bir analiz yaptılar ve hazırladıkları raporun sonuç bölümünde özetle şunları yazdılar. 

1. Tesisatın yenilenme maliyeti ve onarım sürecindeki iş kaybının bedeli çok yüksek olacaktır.

2. Gaz sızıntısı da performans ve verimlilik açısından bir bedel oluşturmaktadır.

3. Fakat aynı zamanda, zihinsel deformasyon, yönetim ve çalışma şartları açısından, sorunları minimize etmek potansiyelini ortaya çıkarttığı için bir avantaj olarak da değerlendirilebilir.

4. Ancak bu durumda, yönetim sistemini ve metotlarını yeniden belirlemek gerekmektedir. Artık inisiyatife ve akletmeye değil, tarif ve kontrole dayalı bir çalışma ve yönetim sistemi kurmak gerekecektir.

5. Yapılan fayda-maliyet analizine göre durumun konsolide edilip, yeni yönetim sistemine geçilmesi daha karlı görülmektedir. 

Raporun Türkçesi; tesisatı değiştirme, işçiler gaz almaya devam etsinler. Yeni çalışma ve yönetim koşullarını, akledemeyen ve inisiyatif kullanamayan insanlara göre belirle. Daha avantajlı olacaktır. 

Bu durumun konsolidasyonunu takip eden birkaç sene içerisinde işçiler yeni durumu kanıksayıp, adapte oldular ve bu durumun kültürünü geliştirmeye başladılar. 

Aslında buna biraz da durumu fark edip, maske takarak çalışan ve az etkilenen birkaç istisna sebep oldu. Bunların zihin deformasyonları, nispi olarak daha az olduğu için sürekli diğerlerini uyarmaya çalışıyorlardı. Bu koşulların, insanları zehirlediği ve buna karşı bir şeyler yapılması gerektiğini söylüyorlardı. 

Yeni kültür böyle bir motivasyonun ürünüdür denilebilir. 

Bir taraftan yeni statükoya adapte olmuş, diğer taraftan birkaç istisnanın hatırlatmalarından rahatsız olan işçiler toplanıp şöyle bir karar aldılar. Madem bu sistem bize zarar veriyormuş, biz de bilinçlenelim. Gazın zararları, bundan kurtuluş yolları, işverene karşı yapabileceğimiz baskılar hususunda okuyalım. 

Gerekli kitapları topladılar ve bir okuma programı yaptılar. Haftada bir gün fabrikanın sosyal tesisinde toplanıyorlar ve topluca bu kitaplardan bir miktar okuyorlardı. Bazen bir uzman çağırıyorlar ve onu dinliyorlardı. Bazen de bu kitaplardaki konular üzerinde hazırlık yapıp, ders verenler de oluyordu. 

Bu minval üzere üç yıl geçti. Durum, gaz sızıntısı, beyin deformasyonu ve statükoda bir değişiklik olmadan devam etti. Ancak işçiler mesele üzerinde bir hayli malumat sahibi olmuşlardı. Ayrıca bu okuma faaliyetleri yeni kültürün adeta vazgeçilmez ve kutsal ritüeli haline gelmişti. 

Olayın bu şekilde gelişmesine engel olamayan birkaç istisna; hiç olmazsa bu konuda uzman birisi ile görüşmeye ikna ettiler, işçileri. 

Uzman hepsini dinleyip gözlemlerini yaptıktan sonra tavsiyelerini iletti. 

Eğer maksat zehirli gazın tesirinden kurtulup, normale dönmekse, bu kadar okuma faaliyetine gerek yok. Aslında durumu anlamak ve ne yapılacağını belirlemek için ihtiyacınız olan bilgiyi çok kısa sürede elde edip, sonra da yapılması gerekeni yapmanız yeterli olacaktır. Bu biçimde elli yıl daha okusanız sorunu çözecek bir hale gelmeniz mümkün değil. 

Sonuçta ne mi oldu? 

Birkaç uyarıcı istisna, bozguncu ilan edildi ve patronla işbirliği yapılarak işten arttırıldı. 

Uzman, bir şey bilmeyen, hayalci bir ukala olarak nitelendirildi ve bir daha oralara yaklaştırılmadı. 

İşçiler hallerini yeni normal ve meşru ilan edip, artık bu alanda çalışmalarını sürdürdüler. 

İşverenin destekleri ile işçilerin çocuklarından bir bölümü; gaza maruz kalmış beyinlere sahip işçilerin; sadakatleri, performansları ve mutlulukları için geliştirilecek yeni yönetim stratejileri üzerinde master ve doktora çalışmaları yapıyorlar. 

Bazı işçilerin eşleri de toplumda gaza maruz kalmamış talihsizlerin çocuklarında da aynı etkiyi sağlayabilmek için; parmak boyası, pinpon, kukla yapımı, çuval yarışı gibi çalışmalarla denemeler yapmaktalar. 

Unutmadan; kutsal okuma ritüelleri de evrimleşerek daha sistematik akademik programlara dönüştü. Hatta bu hususta bir think tank bile kuruldu.

0 Yorumlar