BİR TARLA DOMATESİ İSRAF ETMENİN YÖNTEMLERİ

Neredeyse hepsi, domatese meftun oldukları iddiasıyla bir şeyler yapmaya çalışan insanlardı. 

Gerçi içlerinden hiçbirisi; en kirletilmemiş tarlalara, namahrem eli değmemiş tohumlar ekip, bunları en temiz sular, en doğal gübrelerle ve hiçbir ilaç ve soyu bozuk nesne ve yöntem kullanmadan yetiştirmeyi bilmiyordu. 

Bu şartlarda yetişen domatesleri; yine namahrem eline ve insafına bırakmadan, fıtratını koruyacak ambalaj ve yöntemlerle, insanlara nasıl ulaştıracakları hususunda da bir fikirleri yoktu. 

Bu domateslerin bir bölümünden de fıtratını bozmadan işleyerek, farklı ve uzun müddet kullanıma imkân sağlayacak ürünler geliştirmek hususunda da bir farkındalık sahibi değillerdi. 

Onlar, domatesin ne kadar yararlı olduğunu, mutlaka uygun koşullarda yetiştirilmesi gerektiğini, herkesin organik domates yemesi mecburiyetini, soyut olarak biliyor ve dillendiriyorlardı. 

İçlerinden organik domates yiyenlerin ve hatta görenlerin bile olduğu şüpheliydi. 

Keyfiyet böyle olunca domatese dair soyut bilgi endüstrisi kuruldu ve domatesin fıtri üretimi, işlenmesi, pazara ulaştırılması ve kullanılmasından başka her şey derinlemesine ve detaylarına kadar ele alındı. 

Hatta ilk nerede, ne zaman, kimler tarafından yetiştirildiğinden başlayarak geliştirilmiş devasa külliyatlar oluşturuldu, ders olarak okutuldu. Zamanın en değerli bilginlerinden birisinin bu külliyattan seçme bazı eserlere yazdığı reddiyeleri içeren eser de baş yapıtlardan birisi sayıldı. 

Bütün bunlara gözleri kapalı, kulakları tıkalı bir köylü, Allah'ın yardımı ile, hiç ellenmemiş bir tarla keşfetti ve ninesinin sandığının dibinde bulduğu organik tohumlarla, istenilen evsafta domatesler yetiştirmeye imkân buldu. 

Hedefi bu domatesleri yüksek ücretlerle satıp, büyük paralar kazanmak ya da gazetelere haber olup, şöhret elde etmek veya yarışmalarda ödüller kazanmak değildi. 

Domatesin faziletleri hususunda bunca çaba gösteren insanlara; "Allah nasip etti ve bu sürecin bir bölümünde, bir gelişme sağlamak imkânı oldu. Ancak bunu iyi anlamlandırmak ve devamı için planlama yapmak lazım" diye bir bildirimde bulunmak gerekir diye düşünüyordu. 

Bu düşüncelerle, arayış içerisinde olduklarını ve hiç olmazsa aradıklarından birazının gerçekleştiğini görünce heyecanlanıp, nasıl iş birliği yapıp, bunu geliştirebiliriz çabasına ve çalışmasına gireceklerini zannettiklerine birer sepet domates gönderdi. Ne de olsa onlar bilgiyle çokça uğraştıkları için devamının arayışı onların işiydi. 

Birer sepet domates gönderilenler, hakikaten bunun lezzetinin, aromasının, dokusunun farklı olduğunu fark ettiler. Aslında onlarda eksik olan bir hususu elde etmek fırsatı doğmuştu. 

Köylü bundan cesaret alarak onları tarlaya davet etti. Gani gönül her şeyi paylaşabileceğini ve iş birliği yapabileceğini ifade etti. 

Fakat bundan sonra hayrete mucip şeyler oldu. Tarlaya girenler; domateslerin üzerlerine basıyor, eziyor ve bu halde fotoğraflarını çekiyorlardı. Bir bölümü domatesi dalından kopartıp, kesiyor ve içinden üç beş tane çekirdeği alıp, mendile koyuyor ve gerisini yere atıyorlardı. 

Tarlanın tarumar edildiğini gören köylü tedbir olarak hepsini çardak altına davet etti. Onlara; şu ana kadar ki tecrübe ve bilgilerini paylaşabileceğini; bütüncül bir çalışmanın başlatılması halinde kendisinin de katkıda bulunabileceğini ifade etti. 

Büyük hayretle bunların hiç birisi ile ilgilenilmediğini gördü. 

İnsanlardan bir kısmının, bu tarladan ve hatta köylünün bilgi ve tecrübelerinden, yeni malzemeler aradıklarını; bu malzemelerle süreçlerini zenginleştirip, uğraştıkları işlere devam etmekten başka bir niyet ve taleplerinin olmadığını tespit etti. 

Bir bölümü ise; kendilerinin ortak edilmeleri durumunda iş birliği yapabileceklerini ifade ettiler. Köylü; zaten tarlayı, bilgileri ve tecrübeyi paylaşmaya hazır olduğunu ifade ettiğini söylese de öyle değil, sen üret, beraber satalım, tanıtalım, yarışmalar kazanalım ve paylaşalım, dediler. Köylü bunların aslında ne istediklerini bilmediklerini anladı. 

İçlerinde, zeki, muzip ve ne istediğini bilen birisi dedi ki; köylü emmi, senin de anladığın gibi biz; aslında sevebilmek ihtimalini seviyoruz. Sense aşkı sunuyorsun. Biliyorsun ki vuslat bizim aşkımızı bitirir. Sen yoluna, biz yolumuza. 

O anda köylü; latifeye latif gerektiğini anladı. Lâtif olanın lâtiflerle karşılaştırması için dua etti. 

Allah'ın zerre miskal kadar hayrın ve şerrin karşılığını vereceğinden hiç şüphesi olmadığı için; domatesi yetiştirmenin bilgisini lütfeden Allah'ın, sonrasına da imkân sağlayacağına şeksiz imanla; dua, mücadele, sabır, istikrar, güven, umut ve teslimiyetin esas unsurlar olduğunu bir kez daha teyit etti.

0 Yorumlar