Yazıya, bu yazı bir on birinci sınıf öğrencisinin kompozisyon ödevinden alıntıdır diye başlayıp, bu girişin tartışmasını sonraya bırakmak istiyorum.
Felsefe öğretmeni, "insanların, doğalarına uygun bir hayat yaşayabilmeleri için öncelikle ihtiyaç duyacakları husus nedir?" konulu bir kompozisyon yazmalarını istemiştir.
İsmi lazım değil, söz konusu öğrenci bir paragraflık bir kompozisyon yazdı. Öğretmen bu kompozisyonu okuyunca değişik duyguların karmaşa ve şaşkınlığını yaşadı ve nasıl bir tavır takınması gerektiğine karar veremedi. Öncelikle bunu, bu öğrencinin yazıp, yazmadığı hususunda şüphe yaşadı. Sonra, bu öğrencinin yazdığı varsayımı ile, ödevi ciddiye alıp, almadığının; eğer aldıysa öğrencinin böylesine bir fikri olgunluğa, hikmete sahip olabileceği konusunun şaibeli olduğunu düşündü. En sonunda öğrencinin bu tek paragraflık kompozisyonun sözlü açıklamasını yapmasını istemeye karar verdi.
Öncelikle tek paragraflık kompozisyonun ne olduğuna bir göz atalım.
İnsanların, doğalarına uygun yaşayabilmeleri için, mevcut atmosfer içerisinde bir başka atmosfer inşa etmek mecburiyetleri vardır. Zira içerisinde yaşadıkları atmosfer, kesintisiz, artan oran ve biçimlerde zehirlemeye devam ettiği için; hem insanların doğasına uygun bir yaşama izin vermemektedir; hem de bu toksik etkiler, insanların kendi doğalarının standartlarını idrak edip, bilmelerini; bu standartların çerçeve ve mertebesinde talepler geliştirip, gerekli olan doğru işleri yapmalarını desteklememektedir. Bu nedenle; bir taraftan, toksik tesirlerin olumsuz etkilerinden korunulabilecek; diğer taraftan, yapılması ve olunması gerekli/zorunlu hususların desteklenmesini sağlayacak bir özgün atmosferin, acilen inşa edilip, içerisinde nefes alıp yaşamak icap etmektedir.
Madem bu paragrafı sen yazdın, ne demek istediğini de izah etmelisin, dedi felsefe öğretmeni.
İnsanların doğalarına uygun bir hayat yaşayabilmeleri için demişsiniz, dedi öğrenci. Bunun anlam, ilke, biçim ve standartları konusunda da bir şeyler söylemeniz icap etmez miydi? diye sordu ardından.
Kompozisyonu yazarken bunu da sizin tartışmanız gerekiyordu.
Elbette bu hususta bir şeyler yazmak ihtimalim vardı fakat bunlar; insanların anlamalarını, kabul etmelerini, talep edip, yaşama döndürmelerini mümkün kılacak kadar güçlü şeyler olmayacaktı. Sadece benim burada yazdıklarım değil, yazılan hiçbir şey bu güce sahip olmayacaktır. Çünkü insanlara aktarılan bilginin fonksiyonu; sadece insanların düşünüp, akletmesi; bilgiyi, tasavvura ve inanca dönüştürüp; karar vererek, davranış geliştirmesi için imkan sağlayacak bir olgu, malzeme, destek olmaktır. Yani bilgiyi elde eden insanlar, bundan sonrasını; sahip oldukları, öz ve çevre mekanizmaları, sistemleri, süreçleri, fonksiyonları, etki unsurlarıyla karar ve davranışlara dönüştürürler. Bu da bir ortam, sistem, vasat, atmosfer içerisinde gerçekleşebilir.
Siz, "insanların, doğalarına uygun bir hayat yaşamaları için" biçiminde bir sonuca ilişkin fikirler ve öneriler istediğiniz için; öncelikle bunu mümkün kılacak bir atmosfer içerisinde yaşayıp, yaşamadığımızı analiz ettim ve bu atmosferin destekleyici olmadığını fark ettim. O halde öncül şart, böyle bir atmosferin inşa edilmesi olmalıdır diye düşündüm. Zira destekleyici bir atmosfer içerisinde yaşamaya başlayan insanlar, bir müddet sonra idrak etmeye ve farkına varmaya başlayacaklar; daha sonra farkına vardıkları anlam, nitelik ve standarttaki hayat biçimini talep edecekler; daha sonra da bunun için sahip olmaları gerekli formasyonları elde etmek, yapılması zorunlu işleri yapmak için harekete geçeceklerdir.
Eminim bu konuşma, bu minval üzere, genişleyerek devam etmiştir.
Gelelim böyle bir kompozisyon ödevini, on birinci sınıfta ders veren bir felsefe öğretmeni vermiş midir? Bir on birinci sınıf öğrencisi böyle bir kompozisyon yazıp, bu biçimde savunmuş mudur?
Muhtemelen, mevcut şartlarda böyle bir şey olmamıştır. Ancak olmasının, olmazsa olmaz işlerden birisi olduğunu ifade edebilirim. Eğer olması ihtimali gerçekleşmeye başlarsa, o zaman, insanların kendi doğalarına uygun bir hayat yaşamanın anlamı ve standartları hususunda farkındalık oluşturmaya başlayacağını; talep geliştirip, arzı zorlayacaklarını; hayatın süreçlerine aktif özne olarak katılacaklarını; tatminin, saygının, anlamın, adaletin, çatışmasızlığın, iş birliğinin ve tüketmekten vazgeçip, üretmeye başlamanın gerçekleşmeye başladığını da göreceğimizden hiç şüphem bulunmamaktadır.
0 Yorumlar
SON DAKİKA
1
NASIL BİR MEYDAN OKUMA İLE KARŞI KARŞIYAYIZ? CEVABIMIZ NE OLMALIDIR?