ALTIMIZDAN DÜNYA ÇEKİLİRKEN

Altımızdan dünyanın çekildiğini, dünyayla ilişkisi; bilinç, farkındalık ve öznelik olgularıyla kurulmuş olanlar bilebilirler. Zira bunlar dünyanın kendileri için anlam ve değerini, sağlam ve sahici bir tasavvur çerçevesinde bilirler. Bu tasavvur,  varlığın, hayatın ve insanın hakikati çerçevesinde olduğu için, hayatın her anı, dikkatle ve hassasiyetle, gözlemleri ve kontrolleri altındadır.

Hassas kamera ve sensörlerle, güvenlikleri takip altında olan evlerde, olağandışı bir hareket olunca hemen fark edilmesi gibi; hayatın ve insanların doğasına aykırı herhangi bir durum doğunca da bu insanlar fark ederler.

Evin mahremiyetinin, içerisinde bulunanların hukukunun, bunlara tecavüzün bedellerinin, bir emanet bilinci içerisinde farkında olmayanlar için; idrak, gözlem, kontrol ve hassasiyet olguları söz konusu edilemez. Zira bunlar için; nefsin talep ve ölçüleri çerçevesinde ulaşılacak hedefler vardır. Başarı, güç, fayda, sahip olmak, haz, beğenilmek, değer görmek, rahatlık, eğlence vb. kriterler ana belirleyici unsurlardır. Asıl mesele; bunların orijinal anlam ve değerlerinden haberdar olmayanlar, bunlar için belirlenecek her yeni anlam ve değeri kabul edip, buna adapte bir hayat yaşamayı normal görüp içselleştirmişlerse, onlar için, dünyanın altlarından, sürmenin gözlerinden, aklın başından çekilip, alınması fark edilemeyecek ve hiçbir önem taşımayacaktır.

Zira, dünya altlarından çekilerken sürece, bu durum için de hale uygun, yeni bir anlam ve değer imal edilip, öncelikle bunlar kabul ettirilerek başlandığından; yeni durum bir anormallik ve risk algısı oluşturmayacaktır. Bunu fark etmek için illaki; elde orijinal anlamlar, değerler ve bunları gerçekleştirecek parametrelerden oluşan kıyas ölçüleri olursa ve dünyaya bu ölçüler üzerinden yaklaşılabilirse, anormal durumları fark etmek mümkün olacaktır.

Dünya, indirildiğimiz boyuta tekrar yükselebilmenin zeminidir. Dünyanın altımızdan çekilmesi, daha alt bir boyuta düşmenin nedeni olacaktır.

Basit bir önerim var. Halihazırdaki hayat algımızı oluşturan kavramların arasına; farkında, özne, dahil ve müdahil olmak; adalet, merhamet, idrak, mesuliyet, mücahede, akletmek, en doğru davranış ve paylaşmayı ekleyip - fakat sadece zihindeki soyut bilgiler olarak değil; algı, tasavvur, duygu, inanç, karar ve davranış boyutlarında - sonra da nelerin değiştiğini gözleyelim. Muhtemelen dünya altımızdan çekilirken tutacak bir dal bulmanın ve düşmemenin yegâne yolu bu olabilir. 

0 Yorumlar